Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

Yavuz sultan Selim küpesi

Hemen hemen çoğu kişinin Yavuz Sultan Selim resmi diye bildiği hatta bir zamanlar tarih ders kitaplarına Yavuz Sultan Selim’in portresi olarak konulan malum resmi herkes biliyordur... Bu resimle ve kulağındaki küpeyle ilgili ise alakalı alakasız onlarca saçma hikaye uydurulmuştu.
Türkiye’de birey olarak çok yetkin tarihçilerimiz olsa da resmi tarih anlayışının kıtlığı ve yetersizliği saçmalıklarla dolu ve tutarsız bir tarih oluşturdu. Lise ve ortaokul öğrencilerine yüklenen anlamsız ve gereksiz tarihi bilgilerin aksine öğretilenin doğru olarak öğretilmesi amacı belki daha kolay ve faydalı olacaktır.

Topkapı Sarayı arşivinde de bulunan tablonun aslı nedir, kesin olarak bilmek mümkün değil. Çünkü sanatkârının peşinden bıraktığı bir bilgi günümüze ulaşmadı. Resmin çizim tarihinden hareketle Yavuz Sultan Selim’e ait olduğu sanıldı yahut uyduruldu ve öyle kabul etti. Ancak kulaktaki küpe yani gerçek ismiyle “mengüç”ün ne olduğu anlaşılmadı. Anlaşılmayınca da diğer bir uydurmaya gidildi.

Hikayeye göre Yavuz Sultan Selim, Mısır’da küpe takan insanlar gördü, sebebini sorunca “köle olduklarını belirtmek için” taktıklarını öğrendi, “Ben de Allah’ın kölesiyim.” dedi ve hemen kulağına bir küpe taktı.

İşin gerçeği, böyle bir olayın yaşandığına dair hiçbir tarihi kaynak bulunamaz. Hiçbir belge de delil olarak sunulamaz. Çünkü bu olay yaşanmamıştır. Yavuz da küpe takmamıştı.Yavuz Sultan Selim ile ilgili minyatür kaynaklarımız kısıtlı değil. Günümüze ulaşan kocaman bir “Selimnâme” var. Tamamlandıktan sonra padişaha da sunulan bu eserde “Nakkaş Osman” tarafından çizilmiş Yavuzlardan hiçbirisinin kulağında küpe yoktur.

Ayrıca portrenin sakalsız oluşuna binaen de Yavuz’un köse olduğu söylenir. Bu bilgi her ne kadar çağdaş kaynaklarından kesin olarak belirtilmemiş olsa da, çağdaş minyatürlerine bakarak değerlendirildiğinde varılabilecek bir sonuçtur. Çünkü minyatürde de gördüğünüz üzere Yavuz tıraşlı bir sakalla değil, az miktarda bir sakalla resmedilmiş.

Peki Yavuz değilse resimdeki kim olabilir? Az önce de belirttiğimiz gibi portrenin kim olduğunu kesin olarak bilmek mümkün değil. Çünkü en önemlisi bu tablo “hayali” yani bizim deyimimizle “temsili” bir tablo. Avrupalı bir ressamın elinden Doğulu bir hükümdarı resmetmek için çizilmiş. Avrupalılığın etkisiyle de kafasına taç kondurulmuş.

Ancak bıyıklı ve tamamen sakalsız, kulağında küpe olan bir şahıs olarak birini betimlesek, Anadolu tarihine hakim bir uzmanın gözünde hemen bir “Kızılbaş” oluşacaktır. Kızılbaşlar bıyık bırakıp sakallarını tıraş ederler ve eski bir “haydari” geleneği olarak kulaklarına mengüç takarlar. Bugün bize Batılı bir akım gibi gelen küpe takma geleneği Türklerden kalma en eski geleneklerden birisidir.

Kafasındaki taç düşünülmediğinde de resimdeki heybetli, azametli kişinin Şah İsmail olduğu değerlendirmesi daha mantıklı olacaktır. Ancak tekrar edilmesi gerekir ki portre hayali olarak çizilmişti ve betimlenen kişi Şah İsmail olsa da o olduğu anlamına gelmeyecektir. Nitekim Venedikliler de Şah İsmail’i hayali olarak resmetmişti.Tekrar aynı konuya dönmek zorunda kalıyoruz. Ciddi tarihi tartışmalar yapmak yerine her geçen gün üstüne bir yenisi eklenen “fantezileri” yalanlamakla zaman harcamaya devam ediyoruz.

Küpe takan Yavuz Sultan Selim betimlemesiyle ilgili olarak geniş bilgi edinmek isteyenler için -karalamacılarının da izniyle- Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun “Yavuz’un Küpesi” kitabını önerebiliriz.

2.Açıklama:

(konuyla ilgili gazete haberi )

Yavuz Selim küpe takar mıydı?

Yavuz Sultan Selim'i tarih kitaplarında hep kulağında küpesiyle gördük. Peki o resimdeki gerçekten Yavuz mu?

Tarihçi Erhan Afyoncu, Şah İsmail'in tarih vesikalarında Yavuz Sultan Selim olarak gösterilmek istendiğini söyledi.

Bugün Gazetesi'nin haberine göre; önceki akşam düzenlenen bir sergide tarihi bir yanlışlık tekrarlandı. Takı sergisindeki Yavuz Sultan Selim, küpeli ve boynundaki gerdanlıkla resmedilmişti. Ancak o resimdeki Yavuz Sultan Selim değildi. Tarihçi Erhan Afyoncu şöyle konuştu:

YAVUZ'UN KULAĞINDAKİ KÜPE
"Bu yanlışlığın sebebi ise yıllardan beri bize Yavuz diye öğretilen küpeli resimden kaynaklanıyordu. Yavuz Sultan Selim denince aklımıza hep kulağı küpeli, palabıyıklı bir resim gelir. Bu resim tarih ders kitaplarında kullanıldığı için herkes Yavuz'u böyle tanır.

RİVAYET 1
Hatta kulağındaki küpenin sebebini üzerine birçok hikâye uydurulmuştur. Yok Yavuz Sultan Selim kılık değiştirerek Tebriz'e gidip, Şah İsmail'i satrançda yenince şah Şehzade Selim'e yenilginin hırsıyla bir tokat atmış, Yavuz da bu tokat kulağıma küpe olsun diye küpe takmış.

RİVAYET 2
Bir diğer rivayete göre de Yavuz Sultan Selim İslamiyet'in kutsal topraklarına hakim olunca "Hadimü'l-Haremeyn", yani Haremeyn'in hizmetkârı olduğunu göstermek için küpe takmıştır.

MİNYATÜRLERDE KÜPE YOK
Yavuz Sultan Selim'e ait olduğu iddia edilen küpeli resim 18. yüzyıla ait bir Avrupalı ressam tarafından yapılmıştır ve Sultan Selim'le uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yavuz'u gösteren 16. yüzyıla ait ve daha sonraki dönemlerde çizilmiş minyatürlerde sultanın kulağında küpe olmadığı gibi, portresi de çok farklıdır. Ayrıca "Selimname" isimli Yavuz Sultan Selim'in hayatını anlatan kitapların hiçbirisinde (Şükri-i Bidlisi, İdris-i Bidlisi, Celalzâde, Keşfi, Sücudi, İshak Çelebi vs.) sultanın küpe taktığına dair bir bilgiye rastlanılmaz. Türkmenler arasında küpe takmak eski bir gelenektir. Nitekim 1473'te Otlukbeli'nde Fatih Sultan Mehmed ile savaşan Akkoyunlu Türkmenlerinde küpe takanlar vardı (Neşri Tarihi, II, 819-821).

Ayrıca Kalenderilik ve Bektaşilik gibi tarikatlarda dervişler dünyadan ve dünyevi nesnelerden soyutlandıklarını göstermek için mengüç (küpe) takarlar.

ŞAH İSMAİL'İ YAVUZ DİYE GÖSTERİYORLAR
Bu iki gelenek de Yavuz Sultan Selim'e değil Akkoyunlular'ın topraklarında Safevi Devleti'ni kuran Şah İsmail'e uymaktadır. Ayrıca Şah İsmail'e ait bazı minyatürlerde de şah küpeli ve palabıyıklı tasvir edilmiştir. Avrupalılar tarafından çizilmiş bu resmin tarih ders kitaplarında kullanılması maalesef çok büyük bir talihsizlik olmuş ve yanlış bir Yavuz imajı oluşmuştur. Yavuz'a ait olduğu iddia edilen bu resim bir daha tarih ders kitaplarında kullanılmamalıdır.

3.Açıklama:

Yavuz Sultan Selim küpe takar mıydı?

Mumsema "Yavuz'un resimlerini çizenlerden çoğu onu burma pala bıyıklı ve tek kulağında küpe ile çizerler.

Pala bıyıklar ile Yavuz'un tarihî kimliği arasında zihinlerde hemen bir bağ kuruluvermesi insanlara bu resimleri hoş gösterir.

Eh, durum böyle olunca kulağındaki küpeye de bir efsane uydurulmasında ne mahzur olabilir ki?!..
Hani kutsal toprakları aldığı zaman oradaki idarecilerin kullandığı Hakimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hakimi) sıfatını uygun görmeyip kendini Hadimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hizmetkârı) ilan etmiştir ya, buna bir ilave de halk yapmış ve orada gördüğü kulağı küpeli siyahi köleleri örnek alarak kulağına küpe taktırdığını ve bununla kendisini din uğrunda bir köle mesabesinde telakki ettiğini imaya yöneldiğini uydurmuştur.

Oysa Yavuz'un minyatürlerinde hiçbir zaman pala bıyık veya küpe yoktur. Tarihî bilgiler onun kişiliğinde sadelikten yana olduğunu ve giyiminde de çok sade tercihlerde bulunduğunu söylerler.
Nitekim Topkapı Sarayı'ndaki en sade kaftan onundur.

Mısır seferi dönüşünde Edirne'de kendisini karşılayan tek şehzadesi Süleyman'ın süslü elbiselerini görünce ona, "Bre oğul, sen böyle giyinirsen anan ne giyecek!" diye ikazda bulunması da bunu pekiştiren bir tarihî gerçektir.

Keza aynı seferden gelişinde İstanbul'a gireceği sırada büyük bir zafer kutlaması tertipleneceğini duyunca israfı önlemek üzere bir gece vakti gizlice Topkapı'ya girdiği de bilinir.
Bütün bunlardan daha önemlisi Yavuz'un küpe taktığını söyleyen hiçbir tarih satırı, hiçbir belge yoktur.

Küpeli uydurma resimlerde ise resimdeki kişinin başında beyaz tülbent içinde kırmızı bir başlık ve üstünde de krallara benzetilmiş bir tac vardır.

Bu tür kızıl börk ve tacı İran şahları kullanır. Osmanlı sultanları tac giymezler.

Sonuç şu, küpe takmak gibi bir hafifliği, azametiyle öne çıkan Osmanlı sultanına, hele de Yavuz gibi celalli bir adama yakıştırmak yanlıştır. O zaman da akıllara bir soru takılır:
Kimdir bu küpeli, taclı adam?
Söyleyelim;
Yavuz'un "Paymal eyleyelim kişverini sürhserin" diye üzerine yürüdüğü Sürhser (Kızılbaş) Şah İsmail'indir ve başındaki kızıl börk ile tac da Kızılbaşlığın simgesidir.

Ne garip tecelli; Yavuz Çaldıran'da, Şah İsmail de resimlerde birbirlerine külahları ters giydirmişler."

PAYLAŞ
Banner

Danisman Hocam

YORUMLAR:

0 comments: